Pazartesi, Şubat 13, 2012

Marilyn ile bir hafta

0 teşebbüs
Marilyn Monroe ile bir hafta geçiren bir adamın gözünden Marilyn Monroe biyografisi.

Colin Clark film setinde, kendini 3.sınıf asistan olarak betimleyen, film sonunda  neyin nesiymiş bu adam diye merak uyandıran,  Oxfort terk gerçek bir karakter. Marilyn Monroe'nun hiç kimsenin bilmediği yönlerine şahit olmuş.

zindan adası, şantaj, aşk ve kül gibi filmlerden tanıdığımız Michelle Williams, aptal sarışın Marilyn Monroe olarak, gerçeğine epey yaklaşan bir performansla rolündeydi.

"seni seven bir ailen var mı? öyleyse çok şanslısın." diyor Marilyn Monroe, film çekerken rol yapmaktan asla hoşlanmıyor, o sadece gerçeği yansıtabiliyor.

2 dalda Oscar adayı gösterilmiş film. bir de Harry Potter'ın Hermione'si Emma Watson oradaydı.
Continue reading →
Cumartesi, Şubat 11, 2012

Duyguların Rengi

0 teşebbüs


2 haftadır okumak istediğim, üzerinde kocaman New York Times en çok satanlar listesinde bir numara yazan kitabın filmi vizyona girmiş.biyografi,dram,politik, komedi türünde yapılmış Duyguların Rengi'nin filminin senaristliğini ve yönetmenliğini ismini ilk kez duyduğum Tate Taylor yapıyor.
Film beyaz ve siyah renklerin duygusundan bahsediyor, beyaz ve siyahın ayrımından, mağduriyetinden ve tüm bunların ötesinde kaynaşmışlığından.
renklere konan kurallardan ve kuralları bozan renklerin cesaretinden...
etkileyici, dramatik ve esprili bir biçimde ilerliyor film.
filmini izledikten sonra bile okumak istediğim nadir kitaplardan Duyguların Rengi. benden tavsiyeli.
Continue reading →
Cuma, Şubat 10, 2012

Artist

0 teşebbüs
İlk sesli sinema çekildiğinde, ömrünün çok uzun olmayacağı, sinemanın tamamen görsel olduğu ve sessiz olması gerektiği düşünülmüş.
Fransız yapımı Oscar adayı The Artist moda ve mimik desteğiyle o zamanlardan sahneler sunuyor bize. Çoğu yorum filmin sıkıcılığı ve sığlığı yönünde ama ben gayet keyifle izledim. 
Sesli sinemaya ilk geçişi, emektar bir sessiz sinema aktörü ve genç sesli sinema aktrisi üzerinden konu alıyor.
Konuşmanın olmadığı, siyah beyaz bir filmden mükemmel sahne beklentim yüksek değildi ama siyah beyaz sessiz sinemayı hiç bilmeyen bir nesilde merak uyandırabilecek bir yapıt olması yeterli.
Continue reading →
Cuma, Şubat 03, 2012

Amelie

2 teşebbüs

2001 Fransız yapımı romantik komedi filmi. Küçük ayrıntılarla mutluluk peşindeki bir kızın hikayesi. İsmindeki gibi muhteşem denebilecek kadar iyi bulmadım ama film renkleri çok güzel kullanılmış. sürekli aynı bu şekilde gülüyor, kocaman bakışları var Amelie'nin :)
Etkileyici cümlelerin kullanılması gerçekten iyi olmuş.
"sadece aptallar, gözyüzünü gösteren bir parmağa bakarlar" gibi.


Continue reading →
Çarşamba, Şubat 01, 2012

berlin kaplanı

0 teşebbüs

eyvah eyvah'ın da yönetmenliğini yapan hakan algül'den berlin kaplanı. başrol oyuncuları ata demirer ve tarık ünlüoğlu.
filme gireceğimiz salonun önünde bir önceki seanstakilerin çıkışını bekliyoruz, kapı açılıyor ve dışarıya çıkıyorlar. fakat bir gariplik var, gözleri dolmuş bir sürü kişinin görüntüsüne çarpan ışık kornea ve merceğimizde kırılıp retinalarımız üzerine düşüyor, çomak ve koni reseptörler tarafından algılanıyor ve beyne gidiyor vs, kimisi de nerdeyse ağlayacaktım diyor.
bu manzaraya bir hayli şaşırdık, biz ata demirer filmine gülmek için gelmiştik tabi ki, hatta sonuna kadar gülmeyi planlamıştık, neden duygulandı ki bu insanlar bu kadar. o an filmde kimin öleceğini kestirmeye çalıştık. muhtemelen espri olsun diye maç esnasında hakem ata demirer'in altında kalıp eziliyor ve ölüyor, insanlar da buna üzüldü ya da yaşlı amca mı öldü ki belki de çocuktur kıyamam yanakları da çok şeker görünüyordu diye fikirler savurmaya başladık salona girmeden önce. 
komedi filmlerine etkileyicilik amacıyla sıkıştırılan duygusal temayı gereksiz gördüğümüze karar verip, keşke yapmasalarmış diye yorumlarda bulunduk ve film başladı. 
film komedi odaklı yapılmamış aslında, konulu bir film. hatta sosyal mesaj bile vermişler. 70li yıllarda olsaydık, salondaki herkes ayağa kalkıp, bravo sevginin gücü, diye bağırıp ıslık çalabilirdi.
bitene kadar acaba ölen kim diye merak içindeydik ama sonunu söylemek gibi olmasın da ölen yoktu.:)

Continue reading →

ejderha dövmeli kız

2 teşebbüs

artık yapabildiğim kadar izlediğim filmler ardından buraya kısa kısa birkaç cümle yazmaya çalışacağım. böylelikle izlediğim filmleri de unutmamak için çözüm bulmuş oldum sanırım. :)

social network'un yönetmeni david fincher tarafından tekrar çevrilen film ejderha dövmeli kız. son 007 james bond daniel craig oyunculuğu başarılı ve film sürükleyici,  türü gerilim olmasına rağmen izleyiciyi gerim gerim germiyor. afişindeki sıkıcılık filmde yoktu.

üçlemenin hiçbir kitabını okumamıştım, filmin isveç versiyonunun da hayranı bir hayli çokmuş.

Continue reading →
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Labels