çocukluğumuzun bir döneminde yer almıştır mutlaka birtakım ev hayvanları veya kendimize ait sulayıp güneşine dikkat ettiğimiz saksı çiçeklerimiz.benim ilk hayvanım yaklaşık kendi boylarımda olan bir tavşandı.iki kulaklarından tutar taşırdım onu.aynı dönemde civcivlerim de oldu, kardeşimin banyo yaptırtmak amacıyla suya teker teker sokarak ölmelerine sebep olduğu.hemen ardından tavşanımı bir kedinin ağzında bulmuştum.
sonrasında kuşlar,balıklar oldu evimizde.hiçbirini tam anlamıyla sahiplenemedim.
çok çok küçükken hayvanların dilini merak ederdim.hayvanlarla ve bitkilerle konuşun,onlar sevgiden anlar cümlesiyle illa ki karşılaşmıştır herkes.ben onların dilini bilmediğime göre onların Türkçe anlaması gerekliydi.öyleyse her hayvan bulunduğu yörenin dilini anlayabiliyordu,tıpkı insanlar gibi.ben de gördüğüm bütün çiçek ve hayvanlarla konuşmaya çalışırdım;"sen ne kadar güzelsin,çok güzel kokuyorsun."
acaba derdim,farklı bir dille konuşsam da anlarlar mı?
acaba derdim,farklı bir dille konuşsam da anlarlar mı?
sokak kedisi kadının peşinden gidiyor ve kadın kediye bir şeyler söylüyordu.durup dinledim bir süre.gayet ciddiyetle "bak sen artık peşimden gelme,burada kal sen tamam mı?" gibi cümlelerle ikna etmeye çalışıyordu kediyi.cümlelerini bitirip yürümeye devam edince, kedi de peşinden gitmeye devam etti.bir kez daha durup,sağ elinin işaret parmağını hafif hafif sallayarak tekrar uyardı."gelme artık olur mu,bende sana göre bir şey yok." arkasını dönüp gitti.kedi bu kez söz dinleyip farklı yöne doğru yürüdü.
aslında algıladıkları şeyin cümleler değil,ses tonu olduğunu anladığım zamanlarda kadının bu derece sabırla uzun cümleler kullanarak kediye bir şeyler anlattığını ve bunu yaparken ses tonunu kediyi korkutacak bir tarz yerine oldukça sakin ve yumuşak kullandığını,sonuç olarak da dinletebildiğini görünce çocukluk hipotezim geldi aklıma;"demek ki bizim mahalledeki bütün kedilerin dili Türkçe."
benim de tavşanım vardı. onları kediler yedi... benim de civcivim vardı. onları da kediler yedi. bu kediler insanlar kadar vicdansız olabiliyorlar. çünkü insanları anlıyorlar. ve konu kediyse.. kediler dokuz canlıdır vede nankördür... kedilerle konuşma onları taşla :D ve cani de bana cani...
ben arayı sıkı tutayım diye iltifat edeyim,sen taşla de.cani diyorum,"cani",yazıldığı gibi okunur.
Kediler tek dilden konuşmuyorlar mı acaba? Mesela Çorumlu bir kediyle New Hampshirelı bir kedi anlaşamıyorlar mı!.. Eğer anlaşabiliyorlarsa her kedinin kendi dili dışında bir tane de yabancı dil (yaşadığı yerin dili) bildiğini söylemek mümkün. (genemb)