Kültürümüzde elin yeri çok önemli.Çocukluktan başlar el temizliği,bakımı.Dışarıdan girer girmez banyoya yönlendirilir çocuklar.yemekten önce ve sonra emin olunana kadar yıkayıp yıkamadığı sorulur.Tırnaklar sık sık kontrol edilir
temiz mi diye.Yetmez törpü kullanılır.Bayanlar manikürden vazgeçemez.Çeşit çeşit el kremleri kullanılır,sabah ayrı gece ayrı.Önemlidir el zerafeti temsil eder hem bayanda hem erkekte.
Görüntüsü kadar işlevi de önemlidir elin.Çok küçükten başlar el alıştırmaları;legolar ve oyun hamrlarıyla.Kızlar el becerisi kazanmak için kurslara gönderilir;dikiş nakış,resim,ebru,cam sanatları gibi..Küçük erkeklerde durum biraz daha farklıdır.İnce iş becerisine gerek olmadığı için
olay biraz da tercih meselesidir.Tabi her zaman için beceri kazananlar bir artıyla başlar.
Parmak uzunlukları karşılaştırılır.En uzun olan filenin protokol bölümüne geçmeye hak kazanır,voleybolda.Basketbol topu da el boyutunu önemser.
Örgü,oya,nakış işlerinde hız ölçümleri yapılır.En hızlı olan becerisinin haklı gururun yaşar.
Her uzuvun yeri ayrıdır ama el bambaşkadır.Sevgi damarı da iki parmak arasındadır.Zor anlarında elinden tutan olur en kıymetlin.
Bir diş hekimi adayının kuşkusuz en büyük sermayesi elleri. Sermaye değerinin düşmemesi için de dikkat etmeli.Yakmamalı,kesmemeli,burkmamalı..İyi bakmalı,sahip çıkmalı kısacası.
Protezin ilk temel maddelerinden biri olan mumun da işlenebilmesi için ateş denen el epiteli için çok tehlikeli madde şarttır.en başta "uff,yandım" söcükleri çok kez duyulurken bir süre sonra
mecburi bir alışma yaşarsın,hem psikolojik olarak hem de derin hissizleşir.
Kullandığımız mumların iki çeşidi var.Biri plaka mumlar,diğeri de ekzotermikliği daha yüksek bir maddeden olan renkli mumlar.Tabi biz bu ekzotermikliği değişen mumların etkisinin de değişeceğini hesaplayamıyoruz başta.
Hissizlik aynı hissizlik..
Plaka mumlar damladığında eline küçük çaplı kafaya takılmayacak yanmalar olur,duruma alıştıktan sonra.Bu yüzden yanmaktan pek korkmazsın.Ama kasdettiğim son 10 dk dedikleri zaman mum yerine elini ateşe tutmak değil.O vakitlerde
kazanmış olduğun hissizlik yeteneği işe yaramıyor,gözlemlerime göre.
Bir de olayın renkli mum damlama boyutu var.Bu öyle bir acıdır ki içten içe sızlatır insanı.Geçer nasıl olsa diye, sen düşünmeyip ilgilenmedikçe benliğini eline geçirir ve bütün hücrelerin oraya yönelir.Sonuçta su toplayan elinle
"yapmıyorum lanet olsun" bile dedirtebilir insana.Farklıdır yani bu acı bir defa bu duruma düşen asla hissizlik yeteneğine güvenemez.
Voleybol,bowling hatta tenis bile tehlikelidir.Herhangi bir sakatlık durumunda "olamaz yarın n'apcam laboratuvarda" diye düşünmek zorunda kalırsın.Hatta bazen daveti reddetmek zorunda kalabilirsin.
Ve tabi sırada mutfak kazaları.Yağda kızarmak,kızgın fırının tavanına bu değerli uzvu yapıştırmak,bıçak darbeleri...Mutfak büyük bir tehlike.Sakınılan göze çok batar ilkesinen yola çıkarak talihsiz serüvenler dizime bir yenisi eklendi.Henüz yeni sıcağa maruz kalıp yanan
elim yeni yeni kendine gelirken-ki bu yanıkları önemsemiyorsun-keskin bir bıçak kemiğe fena dayandı.Akan kanı durdurmaya çalışırken 2 farklı boğumundan da aktığını farkettim.Bıçak sekme yapmış;baş parmağın bir boğumunun derisini kaldırıp,
diğer boğumun kemiğine kadar ilerlemiş.Uzun süre durduramadım kanı,baya baya canımı acıttı.
Ve bunu ilk söylediğim kişiden "hiç dikkat etmiyorsun eline,onlar senin ekmek kapın" tepkisini aldım.
Ama şimdi ben de o acıyı çekerken bunları düşünmedim değil :)
Gecen kis bir suru dolgum vardi. Onlari doldururken bunlari dusunmustum ben de. Birsey olsa eline nolur diye.
kızartma yaparsın elini yakarsın,yok efendim bıçakla doğrarsın..hayır o değil de adın beceriksize çıkcak ondan korkuyorum.
başımıza kalcaksın mazallah:D
gariptir; kendi elimi kessem, başkasının kesik eline baksam, kan görsem hayatta ürpermem ancak birisi elini kestiğini veya ona benzer birşeyi anlatırken acayip ürperiyorum. yine öyle oldum şimdi. çoktan iyileşmişsindir ancak geçmiş olsun yine de. dikkat et ellerine artık, hatta bıçaklardan uzak dur:)
:) teşekkür ederim.bizim ellerimiz maalesef her an böyle vakalarla içli dışlı,alıştı iyice artık :)