Bir seneyi de böyle bitirdik 18.06.2010 itibariyle.
Tercih yapmaya karar verip son anda yaptığım sıralamalarda sevgili hoca ve arkadaşlarımı kırmamak için nasıl olsa bir üstteki yada bir aşağıdaki gelir diye öylesine yazdım tercih listeme fakültemi.Yoksa hiç aklıma gelen br bölüm olmamıştı öncesinde,ki bana normal şartlarda ağız çok uzak bir kavramdı.Babamın "diş hekimliği yazsak.." diye başlayan cümlesini nasıl yarıda kestiğimi hatırlıyorum.okuldayken yazdım ama hayatta inanmıyordum orasının geleceğini.Hem zaten ne alakam vardı,yakıştıramıyordum kendime herhalde.
Ve beklenen gün geldi,sonuçlar açıklandı.Gözlerimi açtığımda babamın ege diş olmuş sesini duydum ilkin.İlk bir algılayamadım,kavram kargaşası yaşadım.Ege dişhekimliğ,ben,ağız,diş,çürük,ağrıdan bağıran koltuk fobili hastalar...Bir süre ne yapsam da birleşmedi parçalar.Bu ilk şokun üstünde 30-45 dk kadar geçtikten sonra sanki yıllardır bunu istiyormuşum,hep bugünü bekliyormuş gibi bir kabullenme içerisine girdim."İstersen geçiş yapılabiliyormuş" önerilerine "hayır ben memnunum hep hayalimdeki bölümmüş bu,5 yılda bitiyor zaten" diye cevaplar vermeye başladım.
Yalnız bir sorunumuz vardı.Hayatı boyunca hiç diş sorunu çekmeyen bir insan diş hekimleri ne yapar ne bilsin.hadi o önümüzdeki 5 yılda öğrenilir ama bu fakülteye girmeden kayıt şartlarına bakmamış olmamız dolayısıyla tam teşekküllü sağlık raporu ayrıntısını atlamak kayıt gününü kaçırıp mazeretli gününde kayıt olmaya sebep oldu.
Başlamadan önce üst sınıflarla bölüm hakkında biraz konuşunca olaydan ne kadar uzak olduğumu farkettim."Sabundan ev yapıyoruz" cümlesi mesleki anlamda duyduğum ilk cümle olarak hafızama kazındı.
Ve okulun ilk günü,açılış konuşmasında"siz rahat bir öğrencilik hayatı bekliyorsanız şimdiden kapının yolunu tutun.Başka fakülteler kafede çayını yudumlarken siz hasta bakmaya başlayacaksınız."gibi yıldırıcı cümlelerin yanında"meşekkatli ama prestijli bir mesleğiniz var.bu fakülteyi herkes başta bırakacağım der ama sonradan vazgeçer." şeklinde moral cümleleri de yeralıyordu.
Bu konuşmanın üzerinden aylar geçmiş olması ne tuhaf şimdi,zaman bu su misali..demiyor mu zaten büyük üstad.
Peki bu diş hekimliği öğrencileri ilk senelerinde protez dersinde neler yapıyor?
-İlk ödevleri sabundan ev yapmaktır.Önce spatülün boy boy bıçak benzeri aletler olduğunu sonra da spatül kullanmayı,el becerisi kazanmayı ve yaratıcı olmayı öğrenirler.
-Bunun yanısıra milimetrik çizim kağıdına diş çizimleri yapıyorlar.
-sonraki ödevde sabundan diş yapmak öğretilir.burda önemli faktörlerden biri sabunun markasıdır.Yumuşak yada sert olması yapacağın işin başarısını etkiler.Banyo sabunu kokusu işte o zaman anlam kazanır.
-alçı aljinat kavramlarıyla karşılaşırlar.Verilen modelleri bu malzemelerle çoğaltıp bu modellere bakarak birebir sabun heykeltraşcılığı yapmalılar.elma yada çilek kokulu aljinat genelde ilk tercih edilendir.
-sonra ateş kavramı öğretiliyor.Fantom labaruvatuarları haricinde çalışmak üzere ispirto ocakları öneriliyor.İspirto ocaklarının hangi zamanlarda patlayabileceğinden bahsediliyor.Laboratuardaki back denen ateşlerde saçların nasıl tutuşabileceği hakkında anektodlar dinliyorlar.
-Ve mumdan dişlere geçiliyor.Bunlar pembe mum denilen tabaka mumlar.Önce mum sarma öğretiliyor.Bu işte en önemli nokta hava kabarcığı bırakmamak.Tabi bir de ateşi iyi kullanmak lazım.
-spatül ısıtmalar gösteriliyor.Mum işi için değişik yöntemler mevcut.İster elinle şekillendirme yapıyorsun,ister spatül yardımıyla.
-İşlerini parlatmayı öğreniyorlar.Bunun da değişik yöntemleri mevcut.Ateşi iyi kullanıp su ve peçete yardımıyla parlatılıyor yada kadın çorabı ve kremle.
-Eğer kış mevsimiyse ve grip tehlikesi varsa maske takmaları zorunluluğu geliyor.
-Sıradaki iş akril.Bu madde protezin önemli malzemelerinden,diş etinin yapıldığı pembemsi bir madde.Çevreye salgıladığı koku yakınlardaki canlılara kötü anlar yaşatıyor.
-Akril işi bilek işi.Bu ödevde çekiçler,sıcak su ocakları,sert pres makinaları devreye giriyor.Extra performans göstermek neymiş öğreniyorlar.
-Yeni micromotorlar çıkıyor almaları zorunlu tutuluyor,son teknolojiyi kaçırmamak adına.Bu motorlarla ödevleri parlatıyorlar.Ardından laboratuarın dev cila motorlarıyla devam ediliyor.Bir de uyarı geliyor gözünüze parça kaçarsa zarar verir diye.
-Tam çene modellerine kaplama yapma işlemine geçtiklerinde durum biraz daha ciddileşiyor.Bunlar gerçek diş boyutunda daha ince işler öncekilere nispeten.Rengarenk mumlarla dişin fizyolojisi veriliyor.Kadın çorabıyla parlatılıyor.
-Bu ödevi ilk yaptıkları zaman 3 hafta uğraşıp teslim ettiklerinde,not verme aşaması 140 kişi için sadece 40-50dk kadar sürüyor. Sadece bir bakışla veriliyor notlar ve ödevler geri dönüşümün yolunu tutuyor.İşte bu sahnede yürekler burkuluyor.
-Bu ödev için artikülatör diye bir alet aldırılıyor.Normal fiyatından 4 kat fazla ödeyeceksiniz deniyor.Tamam diyorlar,2 plastik bir metale servet ödüyorlar.Üst dönemlerin maskarası oluyorlar.
-Metal döküm ödevine geçiliyor.Bu mesleki anlamdaki en ciddi ödev.Mumdan hazırlanan modelajların metal dökümü yapılıyor.ciddi olduğu kadar da heyecanlı bir ödev.Kızgın fırınlar,maşalar,devasa döküm makinaları,metal kesme aletleri,çok durmaktan çatlayan maddeler var bu aşamalarda.Dökümün çıkmama ihtimali var üstelik.Bu en başa dönmek demek oluyor.dökümün çekiç yardımıyla çıkarma işleminde nefes almayı unutuyorlar bu yüzden.Mahşer alanı gibi oluyor ödevin çıktığı odalar;herkes heyecan,endişe.umut ve şüpheyle sonunu bekliyor.
-Bu dersin sınavında 2,5 3 saat veriliyor.canlı yayında modelaj yapıyorlar.Normal şartlarda en az 1 hafta uğraştıkları dişler için bu sürede yetişmeme riski büyük oluyor.
-Dönemlik 12 13 dersleri oluyor bu öğrencilerin.Hem pratik derslerde iyi iş çıkarmalılar hem de kağıt üstü teorik derslerde.
İşte bir sene böyle acısıyla tatlısıyla geçti.2.sınıf itibariyle artık dersler tam anlamıyla mesleğe yönelik devam edecek.3.sınıf ikinci dönemi kliniğe geçiliyor.Cerrahi,ortodonti,periodontoloji,pedio,tedavi..gibi klinikleri sırasıyla tamamlıyorsun.Her kliniğin 3 hafta kadar süresi var ve her klinikte devamsızlık hakkı 1 yada 2gün kadar.Hasta olsan bile gelmek zorundasın.Bunu duyduğumda hayatın ne kadar acımasız olduğuna karar verdim.
Her ne kadar alıştığım sayısallıktan oldukça uzak olsak da seviyorum bölümümü.İlerleyen yıllar ne gösterir bilemiyorum ama kliniğe geçince daha güzel olduğunu söylüyorlar,merakla bekliyorum o vakitleri de.
Hem artık teknoloji ilerledi ağız kokusunu bastırıcı drajeler bile var:)