ve işte hayatımın 20. 5haziranı.bugün 5 haziranın bir diğer özelliği de sadece onu 20 kere yaşadım,diğer tarihler hala 19da.
geçen sene bu tarihte oy kullanabilecek olmama sevinmiştim de bu sene ne hissedeceğimi bilemedim.
onlu yaşlara veda etmek gerçekten dokunuyormuş insana.zaten herşeyin gittikce ciddileşmesi ilerleyen yaşların makus talihini sızım sızım hissettiriyor.ama ak saçlı sabahtan akşama torunlarını sayıklayan nene olmak da o kadar kötü olmasa gerek.
çizgi film izledim geçen inadına.oysa ben 12 yaşıma girer girmez çizgi film izlemeyi çocukluk olarak nitelendirmeye başlamıştım.o zaman da büyümek miydi acaba trend olan.güzel bir duyguydu road runnerın topitop kafasıyle düşüşüne gülmek,ya da tom'un başına bir tuğla düşüp pembe pembe şişmesini izlemek.
geçmişle ilgili yazı yazmaya girişmeyeceğim şimdi tabi ki.o kadar zamanım yok.ilerde uzun uzun anlatılacak bir konum ama bu benim.
çevre günü dolayısıyla mıdır ne yağmurlu geçiyor olması bugüne dair birçok planımı iptal ettirdi,ama gofret arası dondurmanın tadına vardım.akşamda yatılı bir buluşma..
lisede klasikleşen doğum günü partilerimiz 19. 5haziranla sona erdi.apar topar 15dklık tenefüste sipariş edilen pastaları öğle arasında doğum günü çocuğunun her seferinde durumu çakıp salağa yattığı kutlamalarda kaldı benim aklım.13snde dev pastaları devirmeyi bir daha yaşabilecek miyim bilemiyorum ama hiçbirşeyin tekrar beni o duygulara götüremeyeceğine eminim.
20li yaşlar çok daha hareketli olacağa benziyor,sorumluluklarla...
şuan bunları düşünmek için erken gerçi her ne kadar 20ye merdiveni çakmış olsam da hala daha 19'um,bu sene onlu yaşların haklarını sonuna kadar kullanmalı:)